Bakan Kacır: Uzay sanayinde yeni dönem başlatacağız!
Bilişim Vadisi’nde gerçekleştirilen TÜSAP Vizyon Toplantıları’nın 35. Sağlık Zirvesi’nde konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, ülkedeki sağlık sistemini ileriye taşımak için sektör paydaşlarını bir araya getiren Türkiye Sağlık Platformu’nun öncü olduğunu söyledi. yenilikçi politika ve stratejiler geliştirerek yerel tıp ve ilaç endüstrisinin geliştirilmesi. rol aldığını söyledi.
Ar-Ge ekosistemiyle değerli başarılara imza attıklarını belirten Kaçır, “Artık Türkiye’yi bir üst lige taşıyarak dünyanın en gelişmiş ekonomileri arasına sokmanın zamanı geldi. “Ticaret ve teknoloji savaşlarının yaşandığı günümüz dünyasının kazananları yenilikçi ve rekabetçi ürünler üreten ülkeler olacaktır” dedi.
Kacır, tüm dünyanın da belirttiği gibi Türkiye’nin yerli ve milli savunma sanayii ürünlerinin dünyada savaş paradigmasını ve jeopolitik istikrarı değiştiren unsurlar haline geldiğine dikkat çekerek, savunma sanayinde elde edilen başarıyı artık sivile de aktardıklarını ifade etti. alanlar.
Kacır, bunlardan ilkinin teknolojik yeniliklerin yükselişini ve paylaşım ekonomisini fırsata dönüştürmek amacıyla başlatılan Togg projesi olduğunu söyledi.
Kacır, mobilite sektörünün dönüşümünde lider olan Togg’un geçen yıl kendi segmentinde en çok tercih edilen otomobil olarak kendilerini gururlandırdığını belirtti. “Benzer adımları sağlık sektöründe de atmak istiyoruz. 90’lı yıllarda başlayan ve 13 yıl boyunca 2,7 milyar dolar bütçeyle yürütülen insan genom haritası projesinden sonra bugün insanlığın gen haritasını üretme imkanına sahibiz. herhangi birimize 600 dolar maliyetle ve bir günden kısa sürede.” “Bu dönüşüm şüphesiz sağlıkta yenilikçi teknolojilerin ve kişiselleştirilmiş tıbbi uygulamaların kapısını aralıyor. Bu dönüşümü fırsata çevirmek için sağlıkta küresel trendleri ve gelecekteki ihtiyaçlarımızı belirlememiz hayati önem taşıyor. Artık sahip olduğumuz sağlık hizmetlerine sahibiz.” Ömrü uzayan insanlara sunmamız gerekiyor.”dedi.
“SAĞLIK SEKTÖRÜNE 55 MİLYAR LİRALIK YATIRIM TAŞIDIK”
Kacır, yalnızca 2023 yılında sağlık alanında 315 yatırıma teşvik belgesi vererek 55 milyar liranın üzerinde yatırımı harekete geçirdiklerini ve yaklaşık 9 bin nitelikli istihdamın önünü açtıklarını, biyobenzer ilaçların kanser ve kanser hastalıklarında kullanılacağını belirtti. katma değerli üretimi teşvik etmek ve cari açığı azaltmak amacıyla hayata geçirilen Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı kapsamında. Otoimmün ilaçlardan, ortopedik cihazlara ve protezlerden yenilikçi, aynı derecede pahalı ilaçlara kadar toplam büyüklüğü 22 milyar lirayı aşan 56 yatırım projesine destek verdiklerini anlattı.
Yatırımcıların uzun vadeli yatırım kredilerine uygun koşullarla erişimini kolaylaştıracak, Türkiye’nin uluslararası rekabet gücünü artıracak ve ülke ekonomisinin yükselişine destek sağlayacak Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi programı kapsamında katma değerli üretim kabiliyetlerini güçlendirdiklerini belirten Kacır şunları söyledi: “Bugüne kadar sağlık alanında 11 büyük ölçekli yatırım projesi için başvuru aldık. Sağlıkta güçlü bir üretim altyapısı için Ar-Ge ve inovasyon yeteneklerimiz vazgeçilmezdir. Sektörde faaliyet gösteren lider firmalarımız bünyesinde 68 Ar-Ge ve inovasyon yeteneğimiz bulunmaktadır. sağlık alanında, özellikle ilaç, tıbbi cihaz ve medikal departmanlarda. GE merkezinde 2 bine yakın araştırma projesi yürütüyoruz. Bugüne kadar sağlık teknolojileri alanında 2 binin üzerinde teknolojiye sahip 15 binin üzerinde projeye destek verdik. TÜBİTAK destek programlarımızda Ar-Ge ve inovasyon başlıkları altında sağlık alanında birçok alanda çalışmalara öncelik veriyoruz. Burs ve destekler “Programlarımız kapsamında toplam 40 milyar liralık hibe sağladık. Son 22 yılda sağlık alanında 9 binin üzerinde projeye, 15 binin üzerinde bilim insanı ve araştırmacıya destek.”
“BİLİM ADAMLARIMIZIN YOLUNU AÇMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Kacır, Türkiye’nin sağlık sektöründe bilim ve teknoloji alanındaki gelişmelerin sadece dünyayla sınırlı olmadığına dikkat çekerek, geçen hafta ilk Türk astronotu Alper Gezeravcı’nın bilim misyonu kapsamında Uluslararası Uzay İstasyonu’na gönderildiğini hatırlattı. .
Uzayda yapılan deneylerle mikro yerçekimi ortamının sunduğu eşsiz koşulları değerlendirerek tıp ve mühendislik alanında çığır açıcı araştırmalar yaptıklarını vurgulayan Kacır, mikroalglerin oksijen üretim ve karbondioksit yakalama yeteneklerini analiz ederek, incelediklerini söyledi. gelecekte dünya ötesinde yaşam alanları ve yaşam fırsatlarına yönelik takviye sistemlerinde kullanılma potansiyelleri ile kanser ve kronik hastalıklarda bağışıklık sistemini baskılayan hücrelerin uzaydaki davranışlarını inceleyerek yeni keşiflere kapı araladıklarını anlattı. tedavi prosedürleri.
Bakan Kacır, tüm bu program ve projelerle amaçlarının ülkenin sağlık alanındaki potansiyelini daha ileri seviyelere taşımak olduğunun altını çizdi.
Kacır, Türk uzay bilimlerinin ilk misyonunu, sadece yapılan bilimsel deneyler açısından değil, toplumun belki de ilk kez bir bilimsel çalışmayı bu kadar yakından takip etmesi ve sahiplenmesi açısından da çok değerli gördüğünü ifade etti. . “Bu misyonun, Türkiye’nin bilim toplumuna dönüşmesinde, bilim ve teknolojiyi Türkiye’nin geleceğinin aydınlatılmasında en değerli unsurlar olarak görmemizde, Milli Teknoloji Hamlesi yolculuğunu benimsememizde yeni bir başlangıç, yeni bir kilometre taşı olacağına inanıyorum. daha güçlü.”söz konusu.
Bilim adamlarının önünü açmaya devam edeceklerini vurgulayan Kacır, “Bazıları bundan hoşlanmayabilir. Hoşuna gitmeyebilir. Bizi eleştirebilirler. Şimdi uzaya astronot gönderdik. Bize diyorlar ki, ‘ Astronotları gönderdiniz ama gurur duyulacak bir şey yok çünkü roket bizim değil.’ ‘Diğer ülkelerin roketleriyle gönderdiniz.’ Şimdi elbette bu eleştiriyi bir anlamda memnuniyetle karşılayabiliriz. Yani en azından herkesin hayal gücünün önündeki engelleri kaldırdık. Bu çok güzel.” Bu kelimeyi kullandı.
Her alanda doğru stratejik yaklaşımlarla kalkınmayı hedeflediklerini belirten Kacır, Türkiye’nin son 22 yılda roket bilimi alanında çok büyük işler yaptığını belirterek, bu konuda bilgi verdi.
“TÜRKSAT 6A ÜRETİM SÜRECİNDE SON AŞAMADAYIZ”
Kacır, Türkiye’nin sahip olduğu altyapı sayesinde dünyanın hiçbir ülkesine gönderip test etmesine gerek kalmadan kendi uydularını geliştirip ürettiğini söyledi. “Artık Türksat 6A, ilk milli haberleşme uydumuz olarak geliştirildi. Üretim sürecinin son aşamasındayız ve umarım önümüzdeki birkaç ay içinde 6A’yı uzaya göndereceğiz. Türkiye, gelişen ve gelişen 10 ülkeden biri olacak.” Haberleşme uydusunu kendi imkanlarıyla üretecek.”dedi.
Bakan Kacır, Uluslararası Uzay İstasyonu’nun ömrünü dolduracağını ve yenisinin kurulacağını belirterek, Türkiye’nin artık bu sürece dahil olacağını çünkü Türkiye’nin Ar-Ge, inovasyon altyapısı, insan kaynağı ve insan sermayesiyle bu yeteneğe sahip olduğunu vurguladı.
Kacır, savunma sanayinde elde edilen başarının da bunun kanıtı olduğuna dikkat çekti. “İnşallah önümüzdeki dönemde Türkiye’de savunma sanayinde olduğu gibi uzay sanayinde de yeni bir dönemi başlatacağız. İnşallah Türkiye bu alanda kendi ihtiyacını hızla karşılayacak, bilimsel çalışmaların önünü açacak ve bir ülke haline gelecektir. Yıllık 600 milyar doları aşan uzay ekonomisinden güçlü pay alan ülkelerin başında geliyor.”söz konusu.
“TOGG’UN YERLİLİK ORANINI YÜZDE 68’E ÇIKARMA HEDEFİ VAR”
Bakan Kacır, Togg’a ilişkin teknoloji yol haritası, yerlileşme yol haritasının bulunduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Togg’da yüzde 51 yerlilik ile yola çıktık. Hedefimiz 2-3 yıl içerisinde bu yerlilik oranını yüzde 68’e çıkarmak. Sadece yerlilik oranı ve bileşenlerdeki yerlilik düzeyi konusunda değil, aynı zamanda yerellik konusunda da her zaman yakın çalışıyoruz. Kritik teknolojilerin hangi sırayla hayata geçirileceği peki artık Gürcan bizim, bu toplantıdan sonra Sayın (Karakaş) ile tekrar konuşacağız.
Şu anki görüşmemiz şu, bunu buradan bilmiyorum, anlatabilir miyim ama kendisi ve ekibiyle Togg’un otonom araç teknolojisi geliştirme projesinin tamamlanma tarihini görüşüyoruz. Yani onların bir planı var. Bunu bir an önce Türkiye’ye getirmek için çaba harcıyoruz. Elbette ellerinden geleni yapıyorlar ama bizim görevimiz bu konuda özel departmanı yönlendirmek, teşvik etmek ve desteklemek.”